speech defect: konuşma bozukluğu
fortunately: çok şükür, allahtan
inundate:su-sel basmak / fazla miktarda bulunmak
bank: (göl , nehir) kıyı / sahil / rampa..
fulfil:yerine getirmek / to fulfil an obligation: yükümlülüğünü yerine getirme
prospective:muhtemel / gelecekte olan
hire X fire:istihdam etmek X kişiyi işten kovmak
goggle:gözleri faltaşı gibi açılmak / gözlerini devirmek - goggles: sualtı gözlüğü
otherwise:aksi halde
slightly:hafifçe / to move slightly: kımıldamak
peculiar:özgü / peculiar characteristics: acayip özellikle
forgery:sahtekârlık / evrak sahtekarlığı
ever since: ta
accomplish: başarmak / accomplishments: hünerler
judging:tahmin / muhakeme / judging by appearances: görünüşte
sue: dava açmak / talep etmek
prevent:mâni olmak, durdurmak
encounter:yüz yüze gelmek /tesadüfen karşılaşmak, rastlamak
expedition: sevk / dış ülkelerek yapılan sefer
crop up:peyda olmak / birden ortaya çıkmak
expand: genişletmek, yaymak
due to:dolayı, ötürü
stretch: çekip uzatmak , yaymak
troop:bölük, tabur, küme
ammunition:cephane, muhimmat
fair:sarışın
suntan:bronzlaşma
attempt:tesebbus
in order to:için
deteriorate:fenalaşmak / to deteriorate the public morals: halkın ahlakını bozmak
obligate:to obligate sb to do sth: birini bir şey yapmaya mecbur etmek
smuggling:kaçakçılık
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder