19 Kasım 2009 Perşembe

CB, 2

determine: belirlemek
reflect: ifade etmek , yansıtmak
consistent: sürekli
enduring: devamlı
warehouse: depo
impulse: dürtü
moral: ahlak
conduct: davranış , gidişat
compliant: itaatkâr
excel: üstün olmak
admiration: takdir
self reliance: özgüven
self sufficiency: kimseye muhtaç olmam
obligation: zorunluluk
innovativeness: The characteristic of being innovative
directedness: The state or quality of being directed
directed: yöneltilmiş
cognitive: kavrama ile ilgili , bilişsel
ethnocentrism: kendi grubunun öteki gruplardan daha üstün olduğu inancı
quantitative: sayısal , nicel
trait: kişisel özellik
possession: sahiplik, mal
likehood: Olasılık, ihtimal
verbal: sözsel
compulsive: bastırılması güç bir duygunun etkisiyle yapılan
foster: teşvik etmek
ought to: yardımcı fiil-meli, -malı (Gereklilik ve zorunluluk belirtir.)
interrelationship: Karşılıklı münasbet
bestow: bahşetmek
vanity: kendini beğenmişlik
cohort: topluluk
virtual:sanal
perceptual: anlamayla ilgili
stimuli: canlandırıcı
absolute threshold: the lowest level of stimulation that a person can detect
threshold: eşik
line extension: var olan marka altında yeni bir ürünün piyasaya sunulması
recognition: tanıma
recall: anımsamak
dissonance: uyumsuzluk
disposal: imha etme

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder