20 Şubat 2010 Cumartesi

I really appreciate..

draw: çekmek/ çizmek

collision: çarpışma

collide: çarpışmak, çatışmak, zıt düşmek

beneath: aşağısında

Brief Encounter: şöyle bir karşılaşma
* a British film by David Lean made in 1945, from a play by Noel Coward. It is a love story, about a housewife and a doctor, who fall in love but then decide to separate. It is remembered especially for the romantic scenes in a railway station and is known for its realism and artistic filming
mesmerize: büyülemek
tension: gerginlik / gerilim / tansiyon
defamiliarize: ezber bozmak
notion: kavram

eloborately: ballandıra ballandıra
buff: tutkunu /bir şeyin meraklısı
contrived: suni/ kurma
eerie: tuhaf ve ürkütücü/ esrarengiz
intrigue: ilgisini çekmek

11 Şubat 2010 Perşembe

YDS 2009

merely:
sadece/ yalnızca
nevertheless:
ama yine de/ bununla beraber / gene
in which:
bunun için
least:
en az
at least:
en azından
myrrh:
laden reçinesi

6 Şubat 2010 Cumartesi

john locke

my condolences to you! :başınız sağolsun

4 Şubat 2010 Perşembe

bahcesehir english preparatory exam


gravitational :Yerçekimi etkisi altında kalan yerçekimine bağlı olarak meydana gelen
toward : -e doğru
redundant : gereksiz
enormous: kocaman / muazzam /müthiş
consult : müracaat etmek / danışmak
crucial : çok önemli
in order to : -mek için, -mak için
spur: teşvik etmek/ kışkırtmak
literacy: okuma yazma bilme
endeavour: çaba
purification: yerlileştirme/ temizleme
Solidarity: dayanışma / birlik
maintenance: onarım / bakım
prohibit: yasaklamak
surrender: boyun eğmek, bırakmak, vazgeçmek
dramatically: önemli ölçüde
ambiguously: belirsiz bir şekilde
make up: meydana getirmek, oluşturmak
hold on: (telefonda) beklemek/ dayanmak/ tutunmak/ süregelmek
bring up: yetiştirmek/ bahsetmek
put out: söndürmek
go ahead: devam et! / ilerlemek/
come across: karşılaşmak/ rastgelmek
see off: uğurlamak/ yolculamak
hand out: dağıtmak
kinship:akrabalık
convey:iletmek, yaymak
shelter:barınmak
irrigation:sulama(toprağı)
regulation:düzenleme
navigation: bir aracın güzergahını harita üzerinde çizmek ve orada kalmasını sağlamak işi / gemi seyri,nehir ulaşımı
"regulating navigation"
recruit:işe almak/ askere almak/ yeni alınan üye




2 Şubat 2010 Salı

Some and Any

"would you like some cookies and a glass of milk for breakfast?"(olumlu cevap geleceği düşünülerek denmiş,şekerim!)

Konusan, hemen hemen kesin olarak olumlu cevap alacagini hissettigi zaman cumlesinde some kullanir.

Shall I give you some tea? – size biraz cay vereyim mi?
( Burada some olumlu cevap alinacagi dusunuldugu icn kullanilmistir. Hali hazirda cay icilmistir ve yeni bir bardak cay daha verilmek istenmektedir)

Do you want any more wine? – Daha sarap ister misiniz? –
( burada any’nin kullanimi ise yeterince ictiniz, saniyorum daha fazla istemezsiniz anlamindadir.)

Not: evet ya da hayir diye cevaplanan sorularda, genel olarak any kullanmak daha uygundur.

çukurova sucks

humid: nemli
go off: yiyeceklerin bozulması
excursion: günübirlik gezi
fortune: servet \ çok para
in case of: olduğu takdirde

1 Şubat 2010 Pazartesi

family feud

ski lodge: a hotel at a ski resort

counter: tezgâh

light fixtures: (duvara/tavana yerleştirilen) lamba armatürleri

ballpark: basketbol sahası , top sahası